THY EuroLeague temsilcilerimizden olan Fenerbahçe Beko’da Zeljko Obradovic’in ayrılmasının ardından takıma katılan Igor Kokoskov, Socrates Dergi ile röportaj yaptı.
Uğur Ozan Sulak’ın hazırladığı sorular ve röportajın bir kısmı şu şekilde:
“2005 TURNUVASINDA ZELJKO’NUN YANINA GİDEMEMİŞTİM”
EuroBasket 2005’le alakalı nereden yayıldığını bilmediğim yanlış bir bilgi dolanıyor ortalıkta. Belgrad’daki turnuvada ben bench’te değildim, gidememiştim Zeljko’nun yanına. NBA’deki takımım Detroit’ten Larry Brown ayrılmış ve yerine Flip Saunders gelmişti. Zeljko’yla konuşup “Burada teknik ekip değişiyor. Bütün yazı seninle geçirmesem iyi olur” dediğimde anlayışla karşılamış “İstediğin kadar kal” diye yanıtlamıştı. Bu yüzden Belgrad ve Novi Sad’daki maçlarda milli takımla birlikte değildim. Tabii ki üzgünüm… 2004 Atina’daki birlikteliğimizi devam ettirememiştik. Ama orada alınan kötü sonuçla alakalı şöyle düşünüyorum; Zeljko kariyerinde sadece bir kötü yaz geçiren mükemmel bir koç ve o tek yazın kariyerinde pek bir önemi yok. Yaşanabilir böyle şeyler.
“KULÜBÜN SAHİP OLDUĞU İMKANLAR BENİ ÇOK ETKİLEMİŞTİ”
Fenerbahçe’deki mevcut planlarınız nedir peki?
Otuz milyondan fazla taraftarı olan, dünyanın en büyük kulüplerinden birindeyim. Bu duyguya alışmaya çalışıyorum. Birkaç sene önce Zeljko Obradovic’i ziyaret için Ataşehir’e geldiğimde yaklaşık on gün burada kalmıştım; organizasyonun profesyonelliği, kulübün sahip olduğu imkânlar beni çok etkilemişti. Tabii o zaman “Zeljko’dan sonra kesin buraya gelirim” diye düşünmüyordum ama hayat işte… Bilemiyorsunuz.
“BOŞ ZAMANLARIMDA FENERBAHÇE MAÇLARINI İZLİYORDUM”
Süreç nasıl başladı?
Zeljko bir sene dinleneceğini açıkladıktan sonra her şey çok hızlı gelişti. Maurizio Gherardini’den gelen talep sonrası ben takımım Sacramento Kings ile konuşup izin aldım; iki-üç gün içinde de her konuda anlaşmıştık. Az önce söylediğim gibi kulübü ve Zeljko’yu yakından tanıdığım için benim için kolay bir süreç oldu. Bogdan Bogdanovic, Nemanja Bjelica ve daha başka birçok ortak noktam da var Fenerbahçe‘yle… Burada çalışmıyorken, boş zamanlarımda da Fenerbahçe’nin maçlarını izliyordum. Severim ben çalışmayı.
“BAZI KONULARDA OBRADOVİC’E İYİ BİR ARKADAŞ OLAMADIM”
Yakın zamanda yayımlanan bir röportajınızda Zeljko Obradovic’in hem kariyeriniz hem de kişisel hayatınız için akıl hocası rolünde olduğunu söylemiştiniz. Her iki açıdan da kabulüm, size karşı şimdiye kadar ısrarcı olduğu ne var?
Zeljko hep “Igor gel maçtan sonra bir yemek yiyelim” der. Ama ben… Ben maçtan sonra maçın tekrarını izlemeyi tercih ederim. Bu konuda ona karşı iyi bir arkadaş olamadım. Üzgünüm.
“FİNAL FOUR’A KALACAĞIZ DİYE BU GÜNDEN SÖZ VEREMEM”
Koç, bütçenin düştüğü herkesin malumu ama bir yandan da takımını Obradovic dönemiyle birlikte CSKA ve Real Madrid gibi devlerle yan yana her yıl Final Four’un gediklisi olarak görmeye alışmış bir Fenerbahçe taraftarı var. Burada beklentiyi nasıl ayarlamak gerekli? Siz ne düşünüyorsunuz?
Verilen sözlerin tutulması gerektiğine inanırım. Taraftarlar elbette takımlarını kazanırken görmeye alışık, bunun farkındayım ve biz de beklentilerin altını doldurmaya çalışacağız. Bütçe belirgin şekilde düşse de basketbolu euro banknotları değil, basketbolcular oynuyor. Biz de kazanmaya aç, kendini kanıtlamak isteyen bir oyuncu grubunu bir araya getirmeye çalıştık… Fenerbahçe formasının yükümlülüklerinin farkındayız ve burada yaratılan kültürün devamı için elimizden geleni yapacağız. Taraftarlar sahada kesinlikle rekabetçi bir takım görecek. Ama size bugünden “Final Four’a kalacağız” diye bir söz veremem. Doğru olmaz
Peki eğer Phoenix Suns zamanında birinci sıradan DeAndre Ayton’ı değil de Luka Doncic’i seçseydi daha farklı bir kariyeriniz olur muydu?
Bugün Ataşehir’de seninle karşılıklı oturuyoruz. Suns eğer Luka’yı seçse, ne olurdu…
Bugün seninle karşılıklı oturmuyor olurduk.